Hakkımızda
Köyün Osmanlı döneminde kullanılan adı Keğik ve Keyih-Keyığ olarak iki türlü telaffuz edilir. Cumhuriyet döneminde 1940'lı yıllarda köy ve bucak adlarının Türkçeleştirilmesi gayretleriyle 1949 köye Başaklı adı verilmiştir. O dönemde toplanan mahsül vergisi için en fazla tahılı bu köyün vermesinden ötürü bu adın verildiği iddia edilmiştir.
Köyün kuruluş tarihi bilinmemektedir. Yalnız 1876 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sonrasında hemen hemen bugünkü yapısıyla var olduğu biliniyor. 93 Harbi neticesinde imzalananan Berlin Antlaşmasıyla Osmanlı İmparatorluğu-Rusya sınırı köyün hemen aşağısından Orcuk Köyü'nden geçirilmiş, böylece Ardahan sancağına bağlı Oltu kazası Rus idaresine geçmiş, Keyıh (Başaklı) köyü ise Narman (eski adıyla İd) kazasına bağlanarak Türk idaresinde kalmıştır. 60'lı yıllarda tekrar Narman kazasından ayırılarak Oltu'ya bağlanmıştır.
1914 yılında Birinci Dünya savaşı esnasında Rusların Erzurum ve Erzincan'a kadar ilerlemesi üzerine Osmanlı idaresinin isteği ile bu civarda yaşayan Türk nüfusun çoğunluğuyla beraber köy halkı da hep birlikte Batıya doğru Tokat'a kadar gitmiş burada dört yıl kaldıktan sonra, savaşın sona erip Rusların çekilmesiyle topraklarına geri dönmüşlerdir. Çok sıkıntılı ve yokluk içinde geçen 4 yıllık göç ve gurbet dönemine mahalli dilde 'seferbeyluh' (seferberlikten bozma) denir. Adeta bu dönemdenden sonra köy yeniden kurulmuştur.
1950 ve 1960'lı yıllarda köy halkından birkaç aile köyün Orcuk köyü ile sınır olan kuzeydoğu istikametinde Ahurtap mevkiine yerleşerek yeni bir mahalle oluşturmuştur. 1970'li yıllarda da Erzurum-Oltu yolu üzerindeki daha önce burada kurulu handan adını alan Han mevkiine birkaç ailenin yerleşmesiyle köy bugünkü üç yerleşim merkezine bölünmüştür.
1981 yılından itibaren Temmuz ve Ağustos aylarında köyün güneydoğu bölgesinde bulunan, köyden yaklaşık 300 metre daha yüksek rakımda ve 8 km uzaklıktaki yaylaya çıkılmıştır. 1987 yılında yaylaya araç yolunun da yapılmasıyla 1990'lı yılların ortasına kadar kadar hemen bütün köy halkı yaylaya çıkarken sonraları giderek yaylaya çıkma adeti terkedilmiştir. Bugün artık yalnızca büyük baş hayvanları çobanlar yaylaya çıkarmaktadır. Yayladaki yapılaşmada yıkılmak üzeredir.
Coğrafı Yapı ve Arazı İsimleri
Erzurum'un 95 km kuzeydoğusunda, Oltu'nun 23 km güneydoğusunda, iki şehrin arasında, Sivri Deresi olarak bilinen vadinin kuzey kenarında yer alır. Güneyinde Narman ilçesine bağlı Samikale, Kuruçalı (Soğulmek) ve Alabalık köyleri, güneydoğusunda Oltu ilçesine bağlı Duralar (Sünkes) ve Kemerkaya köyleri, doğusunda Küçük Orcuk ve Orcuk köyleri, kuzeyinde Çamlıbel (Ardos) köyü, batısında da Tutmaç (Titmoş), Yarbaşı (Sannes) ve Özdere (Şamği) köyleri yer almaktadır.
Köy arazisi kuzey yönünden Karadağ, güney yönünden de Akdağ ile sınırlanmıştır. Köy meraları doğu tarafında Çataldağ ve Dikgüney, batı tarafında da Tımrek adlı büyük dağlar ve bu dağların eteklerinden oluşur. Köy sınırları içerisinde kalan en yüksek yer 2980 m. rakımla Karadağ'dır. Köy merkezi bu bu dört dağ bloğunun arasında bir vadi kenarındadır. Köyün rakımı ise 1800–2000 m.'ler arasındadır. Yeşleşim biriminde toprak kayması tehlikesi vardır, buna karşı bazı tedbirler alınmaktadır. Köyün, merkezine 4 km uzaklıkta Han ve 5 km uzaklıkta Ahortap adıyla iki mahallesi vardır. Köy merkezi ise Aşaği Mehle, Yuhari Mehle, Dere Mehle, Gızıl Mehle ve Orta Mehle(cami çevresi) adlarıyla beş mahalleye ayrılmıştır.
Köy yüzölçümü itibariyle Oltu ilçesine bağlı en büyük köydür. Sınırlarında kalan topraklar oldukça geniş olmasına rağmen sulamaya elverişli ve düz tarım arazisi ile ormanlık arazisi oldukça azdır. Yalnız suyu bol, meraları çok geniştir. Kuzey taraflardaki dağların eteklerinden çıkan sular, köyün ihtiyacını rahatlıkla karşılar. Daha önce tarım için tarla olarak kullanılan kırsal arazinin terkedilmesiyle hayvan meraları daha da genişlemiştir. Bu arazilerden Karadağ ve Akdağ eteklerinde Orman Bölge Müdürlüğü yeniden ağaçlandırma çalışmaları yapmaktadır.
Köy arazi ve meraları, ekim ve otlatmak için iki bölgeye ayrılmıştır. Ortadan geçen çayla bölünen bu iki kısmın bir yıl bir tarafı ekilir, diğer tarafı hem nadasa hem de hayvanlara otlak olarak bırakılır; sonraki yıl da ekilen ve ekilmeyen yerler yer değiştirir. Tarım ve mera sahalarının bulunduğu yerlerin ve mevki isimlerinin bir kısmı Türkçe bir kısmı ise Türkçe olmayan çeşitli adlarla anılır.
(Salorlarındip, Daşlarındibi, Daşındibi, Çayırlar, Çamurunsuyi, Şorağdere, Serinçuğur, Yayladere, Boğuz, Çadırlar, Garasırt, Küpünbaşi, Enseler, Şorağınçayır-Gorungel, Garşiler(Yukarı-Aşağı), Topalköy, Uçurum, Yanuğ(Yanık), Ağdaşlar, Ağpungar(Akpınar), Tütündibi, Eğriler, Sekizçam, Büyükçam, Cınıvızdelühleri(Ceneviz mağaraları), Ağyollar, İşgan, Düngüryaylasi, Pligindaş, Galerindere, Keyvançavuş, Gavurmezerluği, Cürmeli, Peydik, Daperindüz, Dapeyrek, Sürbahan, Pertus, Andarlar(Büyük-Küçük) Melisat, Gocut, Garcik, Garcağız, Tımrek, Çarçer, Gırgırlarındağ, Ğortlanboz, Pırpırik, Goguli, Müsellah(Musalla taşının yeri) Ketmetli, Ğınzerge, Ğıçınelik,gibi.)
Kullanıcılarımız
Burada tipik bir kullanıcı ve neden bu projenin onlar için önemli olduğunu tanımlayabilirsiniz . Ziyaretçilerinizi motive etmek iyidir, ki web sitenizi tekrar ziyaret etsinler.